Öne Çıkan Yayın

NAMAZ KILMAK İSTİYORUM AMA, KILAMIYORUM DİYEN KARDEŞLERİME !

Namaz kılmak bir insanın yeryüzünde ulaşabileceği en büyük mutluluk.. Namazda Allah'ın huzuruna çıkıp O'na durumunu arz etmek...

13 Eylül 2015

Kuran'a Hürmet !




Kur'ana Hürmet.. ( çok önemli )
Kuran başı açık okunur mu? 
Kuran-ı Kerim'i okumak bir ibadettir. Her ibadetin kendine ait bazı edep ve kuralları vardır. Kuran-ı Kerim okurken başın açık bulunması Kuran-ı Kerim'e hürmetsizliktir. İçerisinde Kuran okunan ve Kuran hakikatleri anlatılan bir ev meleklerle dolu manevî bir mescid gibidir.
 Gayr-i Müslim insanlar dahi camilere girerken başlarını kapatıp edebe uygun hareket etmeye çalışırken Müslüman olan bir kimsenin başı açık bir şekilde Kuran okuması veya Kuran okunan ortamda bulunması elbette edebe aykırıdır.
Kur'ân'ın okunması sırasında melekler iner..
Useyd ibn Hudayr (ra) şöyle dedi: Bir kere Useyd gece vakti el-Bakara Sûresi'ni okuyordu. Atı da yanında bağlanmıştı. Kurân'ı okuyorken birden at deprenmeye başladı. Useyd sustu. O susunca at da sâkinleşti. Useyd tekrar okumağa başladı. At yine şahlandı. Useyd sustu, at da sâkinleşti. Bundan sonra Useyd bir daha okumağa başladı, at yine hırçınlaştı. Useyd de artık vazgeçti.

 Useyd'in oğlu Yahya ise ata yakın bir yerde (yatmakta) idi. Atın çocuğa bir zararı dokunmasından endîşe ederek, çocuğu geriye çekti. Bu sırada başını kaldırıp göğe baktığında (beyaz bulut gölgesine benzer bir sis içinde kandiller gibi birtakım şeylerin parlamakta olduklarını gördü de) nihayet onu göremez oldu.
Sabah olduğunda Useyd, Peygamber'e bunu söyledi. Peygamber ona:

— "Oku ey Hudayr oğlu, oku ey Hudayr oğlu!" dedi,
Useyd:
— Yâ Rasûlallah, atın Yahya'yı çiğnemesinden endişelendim. Çünkü çocuk ata yakın bir yerde idi. Başımı kaldırıp çocuğa gittim. Başımı göğe doğru kaldırdığımda, beyaz bulut gölgesine benzer bir sis içinde kandiller gibi birçok şeylerin parlamakta olduklarını gördüm. Artık bu beyaz gölge tabakası içindeki ışıklı parlak cisimler manzumesi göğe doğru çekilip çıktı. Nihayet onu görmez oldum, dedi.
Peygamber (asm):
— "Bilir misin onlar nedir?" buyurdu. Useyd:
— Hayır, dedi. Peygamber:
— "Onlar meleklerdi, senin Kur'ân okuyuş sesine yaklaşmışlardı. Eğer okumaya devam etseydin, sabaha kadar seni dinlerlerdi. İnsanlar da onlara bakarlardı. Onlar insanların gözünden gizlenemezlerdi" buyurdu.
Râvî İbnu'l-Hâd: Bana bu hadîsi Abdulah ibn Habbâb, Ebû Saîd el-Hudrî'den, Useyd ibnu Hudayr'dan tahdîs etti, dedi. (Buhari)

9 Eylül 2015

Kıldığımız ya da kılmadığımız namazlar Levhi mahfuzda kayıtlı !





Tüm namaz yazılarımızda anlattığımız gibi namaz kılmak ALLAHın çağrısına cevap vermektir..
O çağırınca, işi gücü bırakıp secdeye gitmektir.. 

Geldim ALlahım geldim, Sen çağırdığın için geldim demektir..
Hangi iş ALLAHın davetinden önemli olabilir ki?


 İman eden herkes Allahi cok seviyor bu bir gercek.. lakin insanlar itaat etmeyince ... bu sevgide eksiklik olduğu ortaya cıkıyor.. en basit örnek.. evladiniz sizin cagriniza cevap vermedigini dusunun.. ya da sizin annenizin cagirip durdugu halde.. ornegin tv basindan kalkmadiginizi.. insan annesini cok sever de.. hic istifini bozmaz mi? Bozar degil mi.. yurek elvermez.. 

Pe ki ya Allah.. Guzel Allahimiz incinmiyor mu ? Bes vakit bizi cagiriyor..  ama gitmiyoruz.. (gitmeyenlere sozum ) ben yaziyor gorunsem de.. Allah izin veriyor.. 
Onun gucu.. bu yazdiklarimı okumakdaki hikmeti de dusunelim.. Ben olsam.. Allahi incitmem..  Bekleyenin yuceligini dusunur ve dooogru abdest almaya giderim..

Yaşamını ALLAH'a adayan, dünyevi makamlardan vazgeçen nice Allah dostları var.. ebediyete intikal eden ve hali hazırda yaşayanlar..
Onlar canlarını dişlerine takıp Allah ALlah diye kalpleri atarken nedir bu gaflet kardeşlerim?


Hepimiz ALLAHa kul olmak için yaratılmışken, nedir bu naz, nedir bu niyaz? 
Namaz kılsam mı? kılmasam mıyı düşünüyoruz..

Yaşam ALLAH için olmayacaksa, niçin var diye düşünelim
Acaba sadece yemek içmek eğlenmek için mi yaratıldık?

Ben ezan okuduğunda düşünüyorum.. 
Rabbim diyorum hepimizi çağırıyor, ama bazı kullar nasıl da rahat rahat umursamadan devam ediyorlar yaşamlarına..
Hiç mi düşünmezler , ALLAHı incittiklerini..
ve dahası nasıl yürekleri elveriyor...

Sözün özü kardeşlerim.. ALLAHı incitmeyin.. 
Cenab-ı ALLAH affedicidir.. bir içten tevbe ile hemen başlayın.. yarın geç olabilir.. Secdeye giderek eğilin, eğildikçe maneviyatın güzelliklerini yaşayacak.. eğildikçe hiçliğe doğru uzanan bir hayatın içinde kendinizi bulacaksınız..


Dahası vicdanen çok huzurlu olacaksınız.. ALLAHı incitmediğiniz için.. Bir de namaza alıştınız mı, artık kıldıkça kılmak isteyecek secdeleri çoğaltacaksınız inşaALLAH..

(Namaz kılamıyorum, diyen kardeşlerime ışık olsun inşaALLAH)

Gülümce ..09-09-2015




7 Eylül 2015

Kitap Tavsiyemiz: Ali Ulvi Kurucu Hatırlar (yazar: M. Ertuğrul Düzdağ )

Sevgili dostlar.. sizlere hayata bakışınızı değiştirecek 4 cilt kitaptan oluşan muhteşem bir seti tavsiye etmek istiyorum..


Bir kardeşimizin Rahmetli Ali Ulvi Kurucu 'ya ait şu anıyı paylaşması ile bu kitaplarla tanıştım..


 Ali Ulvi Kurucu şöyle anlatır:1991 senesinde Medîne-i Münevvere’de terâvih namazı kılıyorduk.
İmâm Şıh Eyyûb idi. Ürdün’lü yaşlı bir baba ve iki oğlu önümde namaz kılıyorlardı.
İmam, bayâtî makâmında çok hazin bir sesle Şûrâ sûresinin başından okumaya başladı:
“Hâ. Mîm. Ayn. Sîn. Kaf. Azîz ve hakîm olan Allah, sana ve senden öncekilere işte böyle vahyeder. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. 
O yücedir, uludur. Neredeyse yukarılarından gökler çatlayacak!
Melekler de Rablerini hamd ile tesbih ediyorlar ve yeryüzündeki (mü’min)ler için mağfiret diliyorlar. İyi bilin ki Allah çok mağfiret eden, çok merhamet edendir.”
(Şûrâ, 1-5)

İmâm 5. âyeti okuyunca önümdeki ihtiyar birden yere düştü…
İki oğlu selâm verip yandaki bidondan zemzem getirdiler. Saftaki insanlar da “Acaba öldü mü?” diye endişelendiler.
İhtiyar zât, oğullarına:“Namazınıza devam edin!” diye eliyle işaret etti. Onu sağ tarafına yatırdılar.
Birisi, abasını çıkarıp başının altına koydu. İhtiyar bir taraftan ağlıyordu. Namaz bitince herkes:“
–Geçmiş olsun, geçmiş olsun!” deyip gittiler.
Ben kaldım.
İhtiyar, için için, sessiz sessiz ağlamaya devam ediyordu.
Yaklaştım:“
–Geçmiş olsun amca, hayırdır inşallah” dedikten sonra yavaşça ve nezâketle sordum:
“–Amca, âyet-i kerîmeden mi müteessir oldunuz?
Hz. Ömer efendimize de böyle olmuştu. Birisi«Ve’t-tûr» sûresini okuyormuş, Hz. Ömer de böyle düşüp bayılmış.”
Ben böyle deyince ihtiyar amca ağlayarak şu cevabı verdi:
“–«Melekler de Rablerini hamd ile tesbih ediyorlar ve yeryüzündeki (mü’min)ler için mağfiret diliyorlar.»
Şıh Eyyûb bu âyet-i kerîmeyi okurken, baktım, mihrapta Peygamber-i Zîşânı gördüm:
«–Melekler ümmetime dua ederler, istiğfar ederler de ben etmem mi?» diyor, mihrapta dua ediyordu…
Gözümün önünde öylece tecellî etti; dayanamadım, ayaklarım taşıyamadı, yere yıkıldım.”
M. Ertuğrul Düzdağ, Üstad Ali Ulvi Kurucu, Hatıralar
***



Kutsak topraklara gidenler bilir..  Medine'den Mekke'den gelen en ufak bir rüzgar yetiyor oralara gitmek için.. Bu anlamda Medine anlarını anlatan Ali Ulvi Kutluca kimdir diye araştırdım..
Kendisinin 1938 li yıllarda Medine'ye gidip.. geri kalan ömrünü o kutsal topraklarda geçiren bir ALLAH dostu olduğunu öğrendim.. bu sefer o anıların anlatıldığı kitaplara ulaşmak için araştırma yaptım..
Ne yazık ki, sitelerde reklamı olmasına rağmen ben kitaplara ulaşamadım.. bitmişti..
Nihayetinde  gonca kitap yayıncılıkdan  temin ettim.. http://www.goncakitap.com.tr/ali-ulvi-kurucu-hatiralar-4-cilt-pmu1234

Gonca kitap yayıncılığa işlerinde göstermiş oldukları titizlik için ayrıca teşekkür ediyorum..  Allah razı olsun.. 

Bu kitap seti yakın tarihimizi anlamada bir şifre çözücü olduğu gibi, okuyucuyu kendilerinden örnek alacağı yüzlerce ahlak ve gönül insanı şahsiyetlerle tanıştırarak davranış rehberi, yol gösterici de olacaktır..

Bizleri böylesine mükemmel bir kitapla buluşturan Sn. M. Ertuğrul Düzdağ hocamızdan ALLAH razı olsun.. 2002 yılında vefat edip cennetül bakinin misafiri olan  Ali Ulvi Kurucu hocamızı da Allah rahmeti ile sarsın.. Bize de cennetül Bakayi nasip etsin Rabbim..

Gulumce..