İmam Gazali, ilimiyle, nefsini terbiye etmesi ile.. dünyaca
ünlü erdemli insanlardan biri..
ALLAH dostu..
ALLAH dostu..
O, insanın ancak kendini terbiye etmesi ile yükseleceğine
inanmıştır..
Gazâlî’nin ilk istifâde ettiği âlim Radegani’dir. ikincisi
ise İmam ismailidir..
İmam Muhammed Gazali, ilim için bir Şehirden bir şehire
yolculuk yaparken bir olay yaşamıştır..
Kendisinin de arasında bulunduğu kervan haramiler tarafından
baskına uğramıştır.. Daha o zaman genç yaşta olan Gazâlî’nin tüm ders notları
haramilerin yanında gittiğinde, o da koşturarak onlardan notlarını istemiş.
Haramiler de dönüp, “Ölmek istemiyorsan geri dön” diye tehditler savurmuş.
Fakat o kulak asmayıp reisleriyle konuşmak istediğini söylemiş. Reis bu
delikanlıyı merak etmiş. Bundan sonrasını İmam Gazâlî’den dinleyelim:
“Reis bana ne istediğimi sordu. Ben de “Allah aşkına çok
rica ediyorum,
eşyalarımın arasında ders notlarım ve kitaplarım var.
Onlar sizin hiçbirinize yaramaz.
Söyleyin de onları bana versinler” dedim.
O da bana sordu. “O istediklerinin bu kadar önemli olan
tarafı nedir?”
Bende dedim ki:
“Onlar bazı kitap ve defterlerdir ki onlardaki ilmi elde
etmek için yurdumdan ayrılıp Cürcan’a
gittim. Nice emekler verip nice göz nuru döktüm, nice dirsekler çürüttüm.”
Bu cevabın
karşısında reis kahkaha ile güldü..güldü
ve bana şöyle dedi: “Sen nasıl olur da ilim tahsil ettiğini iddia edebilirsin?
Baksana defterlerin, notların elinden alınınca ilimsiz, irfansız kalıyorsun?”
Sonra adamlarına eşyalarımı bana vermeleri için emir verdi.
Haraminin söylediği sözü çok düşündüm. Adam haklıydı.
Cenab-ı Allah onu, beni İRŞAD etmesi
için KONUŞTURMUŞTU... Tûs’a döndüğümde üç yıl büyük bir çalışmaya giriştim.
Defterlerimdeki notları hafızâma naklettim. Onları öylesine öğrendim ki artık
defterlerim, notlarım hep alınsa bile ilimsiz kalmayacaktım. Harami bana iyi
bir ders vermişti.” (Vasiyetnâme İ.Gazali) (1)
İmam Gazâlî, devrin en meşhur alimi imamül Harameyn
Cüveyni’den de ders almıştır..
İmam Cüveyni, Medine ve Mekke’de dersler
vermiş, imamlık yapmış ünü ve şöhreti tüm islam âlemine yayılmış en son da
Nizamül-Mülk’ün kurduğu meşhur Nizamiye Medresesinin başına getirilmiş zatdı..
İmam Gazâlî’yi çok sevmişti. Hatta onu överek şöyle demiştir: “
Gazâlî, boğucu deniz, yırtıcı aslan, yakıcıcı ateştir.”
Gazâlî, sevgili hocası vefât edinceye kadar onun yanında kalmış, ona büyük
hürmet göstermiştir.
Gazâlî, hocası İmamül Haremeyn’in ölümünden sonra Nizamül
Mülk’ün yanIna gitti. Bu arada yaşı 30’a gelmişti. Nizamül-Mülk, Gazâlî’yi çok
iyi karşılayarak ona hürmette kusur
etmedi ve ilmî tartışmalara soktu. İyi niyetli, içten ve samimi ilmiyle herkese gâlip
gelmişti.
Gazâlî,
Nizamiye medresesinde 4 yıl görev yapmıştı.. Ünü her yere
yayılıp, devletin en üst kademelerinde çalışmıştı. Bu arada kardeşi Ahmet
Gazâlî, hâl ve gidişatını beğenmediği ağabeyine bir ilim meclisinde þu çarpıcı sözleri söylemiştir:
“Başkalarını doğru yola çağırıyor, ama kendin doğru yola
gelmiyorsun;
başkalarına vaaz
dinletiyorsun, ama kendi nefsine nasihat vermiyorsun;
ey yumuşamayan katı taş! Sen daha ne zamana kadar demiri
bileyeceksin de kendin keskin olmayacaksın.” (Vasiyetnâme Ý.Gazâlî ) (2)
İmam Gazâlî, bu sözler karşısında çarpıldı, irkildi. O yüce
insan, o yüce kâlp HİÇ SESİNİ ÇIKARMADI o günden sonra ruhunda sarsıntılar
yaşadı ve mevkiyi, şöhreti malı mülkü sorgulamaya başladı..
Yazının tamamını merak eden dostlarımız 16 sayfadan itibaren
okuyabilirler.., http://www.gencgelisim.com/v2/images/ekitap/acilar.pdf
Gazali ahiret ve dünya saadeti için tek yolun takva olduğunu
anlamıştı.. ancak bu yolda hocalarından öğütler alırken, hürmetde kusur etmemiş
söylenen her sözün Allah'ın irşat ile görevlendirdiği bilinciyle sukut
etmişti..
Derin düşüncelere dalarak, nefisini terbiye etme çabasında
olmuş.. başarmıştır da..
Evet bu yol zorlu, bu yolda önce nefis terbiyesi.. Ancak
nefis terbiyesinde, hocaların sözlerine alınmak yok..
şimdiki zamandaki gibi hele hele hatasını söylediğinizde
''ALLAH'a havale etmeler, Yazıklar olsun '' gibi nankörce saygısız uslüplar olsaydı.. İmam Gazali, Gazali olabilir
miydi?
Gazali, bizlere bir öğüdünde şöyle seslenir:
“Her yerde sakin oturmalı, kaynaşma ve gereksiz hareketlerde
bulunulmamalıdır; ağır başlı olunmalıdır..
Kibir ve büyüklenmekten kaçınmalıdır; ilim ortamlarında bilgili
ve iyi insanlara karşı mütevazi ve saygılı olunmalıdır.... ''
Dostluğa çok önem vermiş olan İman Gazâlînin bir öğüdü de bizlere şöyledir:
“Oğlum!
Bir insanla dost olmak istersen şu hususları iyi gözet:
Yaptığın iyilik karşısında seni taktir edebilsin. Onunla
dost kaldığın müddetçe, ne zaman bir araya gelseniz, güzel ahlâkı ile seni
sevindirsin. Başın dara girdiği zamanlarda da sana yardımcı olabilsin.
Oğlum! Dostun, söylediğin sözlerin samimi olduğuna inanmalı.
Çalıştığın işte durumunu kolaylaştıracak bir meselede yanında olmalı. Bir fikir
hakkında başkalarıyla ve onunla münakaşa edersen o seni tercih etmeli..
Peygamberimiz bir duasında Cenab-ı Allah'a şöyle yalvarır:
“Ey Allahım! Gözü ile bana bakıp, kalbiyle beni horlayan
dostumdan
sana sığınıyorum. Benim bir iyiliğimi görse üstünü örter,
bir kötülüğümü
duysa ifşa eder. Kötü hallerimi herkese duyurmak isteyen
dostumdan sana sığınıyorum” þu halde Allah ile problemi olanların kendiyle
problemi var demektir,
ALLAH'la dost olmayanla sen nasıl dost olabilirsin?”
Bir söz de bizden olsun:
Allah'a yakın insanlarla dost olun.. onlardan vefasızlık
görmezsiniz.. | Gülümce
Allah buyuruyor: Ey o bütün iman edenler! Allahdan korkun ve ona yaklaşmaya vesile arayın ve onun yolunda mücahede edin ki felâha erebilesiniz..Maide- 35 ayet
Sözün özü: Bu yol zorlu, sabır sebat istiyor.. bu yolda yalnız başına yürümek hepsinden de zor.. o yüzden başsız olmaz..Allah dostlarından öğreneceğimiz çok şey var, çoook..!
Sevgi ve ışıkla , Gülümce Yıldız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder