Müminlerin dostluğu bu olmalı....
Bir gün Sultan Ahmed Han, çok sevdiği üstâdı Hüdâyi
Hazretleri’ne kıymetli bir hediye göndermişti. Fakat Hüdâyi Hazretleri, devlet
ricâlinden hediye alma alışkanlığı olmadığı için kâbul etmedi. Bunun üzerine
hediyeyi artık uhdesinden çıkarmış olan Sultan Ahmed Hân, onu devrin
şeyhlerinden Abdülmecid Sivâsî Hazretleri’ne gönderdi. Abdülmecîd Sivâsî
Hazretleri’nin hediyeyi kabul etmesi üzerine de onu bir ziyareti esnâsında:
“-Efendim! Ben bu hediyeyi daha evvel Hüdâyi Hazretleri’ne
göndermiştim; kabul buyurmamıştı. Fakat siz kabul buyurdunuz!” dedi.
“-Sultanım! Hazret-i Hüdâyî bir ankâdır ki, lâşeye tenezzül
etmez!”
Bu cevaptan memnun olan Sultan, aradan birkaç gün geçtikten
sonra Hüdâyî Hazretleri’ne uğradı. Ona da:
“-Efendim! Sizin kabul etmemiş olduğunuz o hediyeyi
Abdülmecîd Efendi kabul buyurdu.” dedi.
Hazret-i Hüdâyî de mütebessim bir çehre ile:
“-Sultanım! Abdülmecîd Efendi bir deryâdır. Koca deryâya bir
damlacık mâsivâ kiri düşmesi, onun sâfiyetine zarar vermez!” buyurdu. (Osman
Nûri Topbaş, Altınoluk Dergisi Şubat-2011)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder